Mesleki ve teknik eğitimden sorumlu Bakan Yardımcısı Şensoy, tarım başlığı öncelikli olmak üzere mesleki ve teknik eğitim alanında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Bakan Yarımcısı Şensoy'un açıklamalarından öne çıkan bazı başlıklar şöyle:
Tarım liseleri 2006 yılına kadar Tarım ve Köy İşleri Bakanlığına bağlı olarak eğitim öğretimini sürdürmekteydi ama 2006 yılından sonra Millî Eğitim Bakanlığına geçti ve Mesleki Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü bünyesinde eğitim öğretimini sürdürdü. 2021 yılına kadar yüz yirmi üç okulumuz ve yaklaşık dokuz bin üç yüz öğrencimiz vardı. Geçen sene Sayın Bakanımız Mahmut Özer'in talimatıyla yeni tarım okulları açtık ve yirmi üç okul daha ekledik. Yüz kırk altı okulumuz oldu. Şu anda on bin beş yüze yakın öğrencimiz bu alanda eğitim öğretim görmekte. Bu okullarda 3 alanımız var: Biri tarım alanı, diğeri hayvan yetiştiriciliği ve sağlığıyla ilgili, bir diğeri ise laboratuvar hizmetlerinin verildiği alan. Yani öğrencilerimiz bu okulları tercih ettiğinde bu üçünden birine gidiyor. Her okulumuzun da yaklaşık 30 dönüm ile 8 dönüm arasında değişen ekilecek bir arsası var. Bu da toplam dört milyon metrekare civarında.
"Bakan Mahmut Özer, tarım meslek liseleriyle ilgili eylem planı hazırlamamızı istedi"
Tarım alanında aklınıza gelecek her türlü ürünü ekebiliyoruz. Şu anda da buğday, çavdar konusunda özellikle büyük bir ekim kapasitesine sahibiz. Sayın Bakanımız bu eğitim öğretim döneminin başında tarım liseleriyle ilgili bir eylem planı hazırlamamızı istedi. Biz de sahada yaptığımız çalışmalar neticesinde yirmi dört faaliyetten oluşan bir taslak eylem planı hazırladık. Bu eylem planının en önemli kısımlarından biri, tarım eğitimine erişim ve bu alandaki farkındalıktı. Bu anlamda ilk etapta Sayın Bakanımız Mahmut Özer ile Tarım ve Orman Bakanımız Vahit Kirişci arasında bir protokol imzalandı. Bu kapsamda eğitim öğretimdeki gerek müfredat gerek yönetici atama ve gerekse eğitim öğretim yöntemleri konusunda ortak iş birliği yapma kararı alındı ve 81 ilde il millî eğitim müdürlerimizle, tarım il müdürlerimiz çok yakın bir şekilde çalışmalarını sürdürmekte.
Sayın Bakanımız Özer'in yaklaşık üç dört yıl önce mesleki teknik eğitimde başlatmış olduğu paradigma değişikliğini tarım alanında da uygulamaya karar verdik. Bu yönde sektörde paydaşlarımızla beraber protokoller imzalayıp üretim yaptığımız, eğitim verdiğimiz alanlarda sektörle de beraber müfredatın hazırlanması ve güncellenmesi konusunda çalışmalara başladık.
Bu okullara öğrencilerimizi ortaokuldan sonra LGS ile alıyoruz. Bu yıl farkındalığı artırdık. Okullarımızın doluluk oranında da oldukça bir iyileşme oldu. Tabii ki bu farkındalığı arttırmak yetmeyecekti. Tarım eğitimi veren okullarımızda bir yeni anlayışın, yani yeni işçi tarımının, modern tarımın da hayata geçmesi gerekiyordu. Bunun için de Sayın Bakanımızın önderliğinde bir ekiple beraber Hollanda'ya bir ziyaret gerçekleştirdik. Bildiğiniz üzere Hollanda tarım ihracatı açısından çok güçlü ülkelerden biri. Güçlü olmasının nedenlerinden bir tanesi de AR-GE faaliyetlerine önem vermesi ve üretim yapması. Biz de eğitimle üretim arasındaki bağlantıyı yerinde inceleme fırsatı bulmuş olduk. Dünya Tarım Merkezi'ne yapmış olduğumuz ziyarette, bu merkezde Sayın Bakanımız meslek heyeti de gelmiş olduğumuz aşamaları orada paylaştı. Orada kamu- özel eğitim kurumları ve öğrencilerin arasında oluşan bu merkezdeki iyi uygulamaları da ülkemize getirmeyi düşündük.
Tarım ve hayvancılık kampüslerinde 4 başlıktan oluşan alanlar düzenleniyor"
Bu anlamda tarım ve hayvancılık alanında kampüsler kurmaya karar verdik. Bu tarım kampüsü; tarım eğitimi veren kampüsü Antalya'da, hayvancılık eğitimi veren kampüsü Konya'da kurmaya karar verdik. Bu kampüs dört alandan oluşacak. Birincisi eğitim alanı, içinde mesleki ve teknik Anadolu liselerinin olduğu ve halk eğitimi merkezlerinin olduğu. İkincisi, araştırma alanı dediğimiz özellikle tarım ve hayvancılıktaki spesifik konuların araştırıldığı, bunların analizlerinin yapıldığı, verilerin toplandığı ve çözüm önerilerinin üretildiği bir alan olacak. Üçüncüsü, teknoloji ve bu teknoloji alanlarımızda sektörde önde gelen şirketlerin yapmış olduğu çalışmalar sergilenecek. Dördüncü ve son olarak da uygulama alanı dediğimiz, çocuklarımızın aldığı eğitimi uygulayacak olduğu alan. Biz bunun tarım eğitimine yeni bir anlayış getireceğine inanıyoruz. Sayın Bakanımız talimat verdi, bunların sayısını da arttıracağız. AR-GE merkezlerini tüm tarım işlerinin içine yerleştireceğiz ve öğrencilerimizin de okullarımızı tercih etme noktasında çok yoğun bir talep olacağına inanmaktayız.
Sektörlerde yapmıştığımız anlaşmalarda, gerek Tarım ve Orman Bakanlığı ile yapmış olduğumuz protokollerde, öğrencilerimizin eğitim esnasındaki hem staj hem de mezun olduklarında işe girmeleri konusunda protokoller yapıyoruz. Yaklaşık altmışa yakın ilimizde tarım eğitimi veren okullarımız var ve bunların sayısını artıracağız. Şu anda mesela Erzincan'da, Bursa'da, Kars'ta, Konya'da, Artvin'de bu konuda farklı farklı iklim yapısında, mevsimde üretim yapıp eğitim veren okullarımız var. Dolayısıyla 81 ildeki farklı coğrafya ve o coğrafyada ne yetişecekse bununla ilgili alanlarda bu tür kampüsleri ilerleyen zamanlarda kuracağız. İşin diğer bir güzel tarafı da hayırseverlerden 'Biz tarım lisesi açıp destek olmak istiyoruz.' diye talepler gelmeye başlaması oldu.
"Hollanda ile mesleki teknik eğitimde öğrenci değişimleri olacak"
Sayın Bakanımız Hollanda'da yapmış olduğu istişarelerde prensipte birtakım anlaşmalara da vardı. Öğretmenler, idareciler, yöneticiler Türkiye'ye gelecekler. Tabii burada öğrenci değişimleri de yapacağız. Özellikle kardeş okul uygulaması yapacağız. Hollanda'da çok geniş bir ağa sahip olan, özellikle hayvancılık alanında eğitim veren üniversite okullarıyla kardeş okul anlaşmaları yapacağız. Oradan öğrenciler buraya gelecek. Bizim öğrencilerimiz de oraya gidecek. İnanıyoruz ki mesleki teknik eğitimin diğer alanlarındaki hızlı yükseliş tarım alanında da çok yakın bir zamanda hayat bulacaktır.
Ayrıca bu yapmış olduğumuz ziyarette özellikle sera ve seracılık bizi çok etkiledi. Benzer bir modelini belki Antalya'da kuracağız ama diğer illerimizde de kuracağız. Çok yakın bir zamanda tarım alanında seracılık üzerinde çalışan ve üniversitelerde seracılık konusunda çalışan akademisyenlerle bir çalıştay yapacağız. Seracılığın da ülkemizde artık çok yaygın olarak yer almasını istiyoruz.
Öte yandan, aktif olarak kullanılmayan köy okullarını tekrar açarak ilkokul, anaokulu, halk eğitimi merkezi gibi hem çocukların hem ebeveynlerin bir arada eğitim alacağı mekânlara dönüştürdüğümüz köy yaşam merkezlerinin sayısı 2000'e ulaştı. Köyde eğer ilkokul çağında çocuk varsa ilkokul eğitimi için sınıf açıyoruz, öğretmen veriyoruz, eğer yoksa anaokulu açıyoruz bu yaşam merkezlerinde. Eğer o da yoksa ana sınıfı ve mutlaka da bir halk eğitimİ merkezi oluyor. Çocuklarımız ve köydeki yetişkin vatandaşlar tarımın tam içinde orada hem tarımı hem de hayvancılığı görüyorlar. Özellikle çocuklarımız çok küçük yaşta bununla tanışıyorlar. Köy yaşam merkezleri aslında köye dönüşün ve tarımın da canlanması neden olacaktır.
Her tohumun kıymetini bilen Millî Eğitim Bakanlığı olarak, güçlü Türkiye için güçlü mesleki eğitim ideali ile çalışmalarımızı yürütüyoruz. Dünyada kendi kendine yetebilecek, iklimi ve doğal kaynaklarıyla sınırsız fırsatlar sunan ülkemizde tarım sektöründeki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri donanımlı, vizyoner ve nitelikli gençlerin yetişmesi için var gücümüzle çalışıyoruz.